Hayatımızda ne varsa artık dijitale aktarılıyor. Sağlık, eğitim, spor, güvenlik, alışveriş, eğlence kısacası her şeyin dijital dünyada bir karşılığı var. Şüphesiz dijital hayatımızı pratikleştirdi ancak daha mı az maneviyat katıyor, insanlarda robotlaşma etkileri mi oluşturuluyor, ilişkilerdeki samimiyeti mi azaltıyor tüm bu sorular dijitalin gündeminde. Dijitalleşme en çok firmalara, markalara yaradı. Ulaşamadıkları kadar insana her kanaldan (sosyal medya, internet reklamları, aplikasyonlar vb.) ulaşabilme imkanı buldular. Doğru stratejiyle iletişimdeyseniz vezir hatta belki hükümdar bile olabilirsiniz, değilseniz rezil olabilirsiniz dijital dünyada. Bir de dedikodu ağı o kadar geniştir ki dünyanın öbür ucundaki kimselerin bile antipatisini kazanabilirsiniz, o yüzden doğru stratejiyi bulmak çok önemli.
Film/dizi izlerken, mobil ve internet oyunları oynarken, belki de henüz numaranız annenizde bile yokken telefonunuzdan, yani hangi ekrana bakıyorsanız oradan sizlere ulaşabiliyorlar. Tabiri caizse reklam bizlere saplantılı şekilde her yerde karşımıza çıkıyor. Hayatımız ekran oldu. Geleneksel mecralarda(Radyo, televizyon) zaplama ile istemediğimiz şeylerden uzaklaşıyorduk. Dijital dünya öyle bir şey ki karşınıza çıkan ürün veya hizmete siz istemiyorum diyorsunuz ama bir zaman sonra “evet ya benim buna ihtiyacım var” oluyorsunuz.
Her şey bir tık. Ev almak bir tık, arkadaş edinmek bir buton, sevgili bulmak bol seçenekli. En son olarak para da dijitalleşince ne oluyoruz olduk sanki. Tam bu süreçte işte o çıka geldi. Kendisini pek sevmesek de 1 Aralık’ta birlikteliğimizin yıldönümünü hatırlayıp derin oflar çektik. İsmini söyleyince bile hafif 3 harflilerden bahsediyormuşuz hissiyatı gelmiyor değil. Covid-19 nam-ı diğer Korona Virüs. Türkiye’de 10 Mart 2020’de, ilk vakanın tespit edildiği o günden beri yakinen hayatımızda. O, artık aileden biri. Tıpkı sevilmeyen bir akraba gibi. Korona Virüs maske, mesafe, hijyen mottosuyla hayatımıza dahil oldu.
Onun sayesinde çoğumuz pandemiyi öğrendik. Nedir pandemi? Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) açıklamasına göre; nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir hastalık ve bu hastalığa sebep olan etmenin insanlara bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması, hastalık etmeninin insanlar arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması. Korona Virüs pandemik bir hastalığın tüm belirtilerini üzerinde taşıdığı için şu an tüm dünya pandemi döneminde. Bu dönemde neler değişti? Hayatımızda yeni normallerimiz neler oldu? Öncelikle sıcakkanlı bir topluluk olduğumuz için mesafe konusunda hem çok zorlandık hem de üzüldük.
Hala da böyleyiz ama alıştık. Maske, bir anda çok aradık, fiyatlarına inanamadık. Sonunda bir sisteme oturdu ve bakkaldan tut hırdavatçıya kadar her yerde maske satışı mevcut. Hijyen, kolonyaya duyulan sempati ve ilgi bir anda katlanarak arttı. Zaten Türkiye’de 10 evden 9’unda kolonya bulunur. Kültürümüzde köklü bir yeri var. Aslına bakarsak toplumumuz dünya üzerindeki bir çok toplumdan temiz sayılır. Temizlik bizi çok zorlamadı ancak biraz paranoyak yaptığı da bir gerçek. Su tüketimi arttı. Hem çok temiz olalım hem de sudan tasarruf yapalım. Bu dengeyi sağlamak zor ama imkansız değil. Su en önemli yaşam kaynağıdır. O yüzden bu dengeyi sağlamak zorundayız.
Korana Virüs ile birlikte dijital dünyanın tüm imkanlarını, daha önce dijitalle tanışıklığı sadece sosyal medya olan hatta sadece bir cep telefonu olan kimseler bile kullanmaya başladılar. Evde geçirilen vaktin fazla olduğu bu süreçte ekranlara bakma süremiz de bir hayli arttı. Tüm ihtiyaçlarımızı internetten giderir olduk. Daha önce internetten hiç alışveriş yapmayanlar bile internet alışverişiyle tanıştılar. Arkadaşlık sitelerine/uygulamalarına, film, dizi, program sitelerine/uygulamalarına, İnternet mağazalarına ilgi bir hayli yoğunlaştı. Televizyoncular internetin büyülü dünyasıyla tanıştılar.
2020 yarın ne olacak acabalarla geçti. Herkes bir teori üretti, dijital dünya sayesinde bu pek bilimsel olmayan teorileri milyonlarla paylaştılar. Destekçiler ve anti tezciler bu süreçte klavyelerinin gücünü yarıştırdılar. Gerçekten dijital dünyada insanlar çok cesurlar hatta birçoğu bambaşkalar. Orada yeni bir profille olmak istedikleri dünyadalar ya da öyle sanıyorlar. Her neyse gerçekten de her şeyin başı sağlık. Sağlık yoksa hiçbir şey yok. Bu süreçte zenginler de hasta oldular, maalesef ölümü tattılar, mutsuz oldular. Ün sahibi kimseler de aynı şekilde. Korana Virüs’ün 2021’de tüm dünyayı terk etmesi umuduyla Medyarella ailesi olarak 2021 ‘in sağlık, huzur, sevgi, başarı ve bol kazançlar getirmesini diliyoruz.